Siyasal iktidar her zaman olduğu gibi, bizlerin aklı ile dalga geçmeye devam ediyor.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip ERDOĞAN, bunun son örneğini Şubat ayı sonunda yaptığı açıklama ile gösterdi… Bir yandan 10 bin lira emekli maaşının yetersiz olduğunu elbette biliyoruz ama daha fazlasını vermeye kaynak yok derken,; diğer yandan da, ekonominin 14 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam ettiğini söyledi. 16 milyon emeklinin gözünün içine baka baka bunları söylemesi emeklilerin aklı ile dalga geçmek değilde nedir ?
Gelir dağılımındaki uçurumun giderek aleyhimize derinleştiği koşullarda, 2024 yılını EMEKLİLER YILI İLAN ETMEK aklımızla dalga gecmek değil de nedir?
Emeklileri ölüm sınırında yaşamaya mecbur eden iktidara biz buradan, sendikamızın diğer Şube ve Temsilcilikleri de bulunduğu meydanlardan soruyoruz; büyüdüğünü övünerek söylediğiniz ekonominin kaynakları kimlerin kasasına akıyor?
Fert başına 13 bin dolar olarak açıkladığımız milli gelirden, ortalama emekli maaşına 4 bin 500 dolar denk geliyor. Emeklinin alması gereken 8.500 dolar kimlerin hesaplarında istifleniyor?
Bir avuç sermaye grubuna verdiğiniz tesvikler, sildiğiniz prim ve vergiler, tahsilinden vaz geçtiğiniz kaynaklar, emeklilerden ve emekçilerden esirgedikleriniz değil mi?
Bize yaşattıklarınızın kaynak sorunu olmadığını iyi biliyoruz. Ömrünün büyük bir bölümünü bu ülkenin kalkınması için harcamış olan bizleri aşağılayan ve aklımızla dalga gecen bu tutumunuzu şiddetle protesto ediyoruz.
İKTİDAR ŞAŞIRMA SABRIMIZI TAŞIRMA
Ve siyasal iktidardan;
Sermayenin çıkarları doğrultusunda yaptığı yasal düzenlemelerle elimizden aldığı, çalışma yaşamına başladığımız dönemde geçerli olan, yasa ve yönetmeliklerin sağladığı haklarımızı geri istiyoruz. Sizin de sık tekrarladığınız gibi; oyun içinde kural değiştirilemez.
Çağ atlattık diye övündüğünüz ama insanı değil rantı önceleyen sağlık sisteminde, sürekli artırdığınız tedavi hizmetleri ve ilaç bedellerine katılım paylarının derhal iptal edilmesini istiyoruz.
22 yıllık iktidarınız döneminde, demokratik ve laik eğitim sisteminden hızla uzaklaşılmış, ÇEDES adı altında gerici bir sistem uygulamaya konmuştur. Eğitimdeki bu gerileşmeye derhal son verilerek, ivedilikle tekrar bilimsel ve laik eğitime dönülmesini istiyoruz.
Ortalama emekli maaşı, 2024 yılı için belirlediğiniz asgari ücretin yarısının biraz üstündedir. Bu ücretle yaşam sürdürmek mümkün değildir. En düşük emekli maaşının, göreve yeni başlayan devlet memuru maaşına eşitlenmesini istiyoruz.
Dul, yetim, malullük ve yaşlılık maaşlarının, günün koşullarında insanca yaşanabilecek düzeye, ivedilikle yükseltilmesini istiyoruz.
Bize müjde diye sunduğunuz harçlığı değil; yılda dört defa, yeniden düzenlenmiş ve en düşüğü göreve yeni başlayan memur maaşına eşitlenmiş tutarda ikramiye istiyoruz.
Yine buradan sesleniyoruz, kaynak yok gerekçesine asla sığınmayın; ortalama her iki yılda bir çıkarttığımız vergi affı ile sermayeye bağışladığınız vergi ve primlerin yasal faiziyle birlikte tahsil edilmesini istiyoruz.
Varlık Barışı ve Kur Korumalı Mevduat gibi ne idüğü belirsiz düzenlemelerle, hazineden bir avuç doymak bilmez zenginin kasasına transfer ettiğiniz kaynakları geri almanızı istiyoruz.
SERMAYEYE DEĞİL EMEKLİYE BÜTÇE
Kamudaki israf ve saltanattan vazgeçerek, hovardaca harcadığınız, bizim de alın terimiz ve emeğimizle oluşan kamu kaynaklarından payımıza düşeni istiyoruz.
Enerji başta olmak üzere, dünyanın en adaletsiz vergisi olan ve tüketimden alınan; (OZEL TÜKETİM VERGİSİ, OZEL İLETİŞİM VERGİSİ, KATMA DEĞER VERGİSİ gibi) dolaylı vergilerin, temel tüketim maddelerinde kaldırılmasını, diğerlerinde de yarı yarıya indirilmesini istiyoruz.
Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alarak, vergide adalet sağlanmasını, gelir dağılımındaki eşitsizliğin bir an önce giderilmesini istiyoruz.
Velhasıl; ömrümüzün en verimli dönemini, sizin belirlediğiniz çalışma koşullarında harcayarak, kalkınmasına katkıda bulunduğumuz ülke ekonomisindeki büyümeden payımıza düşeni alarak, kimseye muhtaç olmadan yaşamak istiyoruz.
Biz emekliler sizin de söylediğiniz gibi 16 milyonuz. Aynı zamanda, yakınlarımızla birlikte, layık gördüğünüz bu sefalet koşullarında yaşayan 40 milyondan fazla seçmeniz. Yaptıklarınızın hesabını, 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerinde, sandıkta soracağımızı bilmenizi istiyoruz.
EMEKLİNİN AHI İNDİRECEK ŞAHI
VE BAŞKA BİRŞEY DAHA İSTİYORUZ:
Yine iktidarınız döneminde, ülkemizin yeraltı kaynakları başta olmak üzere bütün değerlerimiz, uluslararası sermayeye ve yerli işbirlikçilerine peşkeş çekildi.
Sermayenin engellenemez kar hırsı, yaban yaşam hayatını ve endemik türleri de yok sayarak, MİLLİ PARK statüsündekiler dahil, ormanlarımızı yağmaladı, derelerimizi kuruttu, havamızı, toprağımızı, suyumuzu ve denizlerimizi kirletti. Beslediğiniz sermaye gittikçe azgınlaştı. Azgınlaştıkça saldırdı. Hiç tereddüt etmeden, ülkenin yer altı ve yer üstü varlıklarını ekonomiye kazandırma palavrasıyla, dört bir yanını köstebek çukuruna çeviren, yağmanın önünü açan yasal düzenlemeler yaptınız. Yapmaya devam ediyorsunuz.
Kendi ülkesinde bir ağacın dalını bile kesemeyen, kestirilmeyen uluslararası maden çeteleri için, sayenizde ülkemiz yol geçen hanına döndü. İşte bu yol verdiğiniz ve göz yumduğunuz maden çetelerinden biri, 13 Şubat 2024 Salı günü, Erzincan İliç’te büyük bir çevre felaketine neden oldu. Dünyanın en kirli maden şirketi, Kanadalı Anagold ve beslediğiniz Çalık grubunun işlettiği, Çöpler altın madeni sahasında, denetimsiz biçimde yığılmış milyonlarca ton siyanürlü ve sülfürik asitli, zehirli maden yığın liçi, resmi açıklamalara göre dokuz işçinin üzerine çöktü. Bu vahim gelişmenin yaratacağı diğer çevresel sonuçlar yanında, dokuz işçinin göçük altında kalması ihmal değil, düpe düz bir iş cinayetidir.
Daha önce yaşanan birçok iş cinayetinde olduğu gibi, göstermelik soruşturma yapılarak, sorumluluk sahada görevli birkaç kişinin üstüne yıkılmaya çalışılıyor. Sermaye ve gerekli izni verenler sorumluluktan kurtarılmak isteniyor.
KATLİAMCI ŞİRKET TÜRKİYE’Yİ TERKET
BİZLER;
Soruşturmanın adli makamlarca, tarafsız, bağımsız, bilim insanlarının desteği ile ve titizlikle yürütülmesini istiyoruz.
Gerçek sorumluların bir an önce tespit edilerek, kim olduğuna bakılmaksızın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz.
Hem neden oldukları çeşitli hastalıklarla bölge halkına, hem de çevreye verdikleri zararın tarafsız uzmanlarca tespit edilerek tazmin edilmesini istiyoruz.
İliç Çöpler madeni başta olmak üzere, ülkemizde benzer yöntemlerle işletilen bütün maden sahalarının derhal kapatılmasını istiyoruz.
Ruhsatını verdiğiniz ve ihalesini yaptığınız benzer projelerin iptal edilmesini, kamu gücü kullanılarak yaşam alanlarındaki acımasız yıkımın durdurulmasını istiyoruz.
Gözü dönmüş sermayenin, ormanlarımızdan, sularımızdan ve bütün doğal varlıklarımızdan elini çekmesini istiyoruz.
Bu uluslararsı çeteler ve yerli işbirlikçilerinin çıkarına göre düzenlenen yasa, yönetmelik ve kararların derhal iptal edilmesini istiyoruz.
Atalarımızdan devraldığımız miras değil, gelecek kuşaklara borcumuz olan, doğal çevrenin korunması için, var olan yasaların uygulanmasını ve koruyucu yeni yasal düzenlemeler yapılmasını istiyoruz.
Sağlıklı çevrede, doğayla barışık yaşamak istiyoruz.
EHA - Yılmaz Efe - Bursa