Yaklaşık 21 yıldır ülkemizde önceki iktidarlardan daha farklı, kendi dünya görüşüne göre bir ülke yaratmak isteyen, kendi arzularına uygun bir toplum inşa etmeye çalışan bir iktidar var. Bu amaçlarına ulaşmak için pek çok yol-yöntem deniyor, çağdaş, uygar yaşam tarzlarına müdahale etmeye çalışıyor, kadınlara 2. sınıf insan muamelesi yapıyor, tüm toplumsal yaşamı baskı altına alarak biçimlendirmeye çalışıyorlar. Ama kabul edelim ki bu konudaki en büyük hedefleri, en çok baskı ve tahakküm altına aldıkları, çocuklarımız ve gençlerimiz oluyor.
Çünkü biliyoruz ki, onların istedikleri insan modeli aslında gösterilmeye çalışıldığı gibi toplumumuzda çok değil ve her kendi sistemini dayatmaya çalışan ceberut iktidarlar gibi kendi makbul vatandaşlarını üretmeye gayret ediyor, biatı temel düstur edinmiş, eleştirmeyen, sorgulamayan, düşünmeyen, dindar ve kindar bir nesil yaratmaya çalışıyorlar.
Bu yüzden de eğitimi, bu amaçlarına ulaşmak için en etkili ve işlevsel bir alan olarak görmektedirler. Bilimi temel alması gereken okullarımızı dinselleştiriyor; neredeyse her mahalleye bir imam hatip okulu açıyor. Öyle ki çocuklarımız, imam hatip okulları dışında gidecek okul bulamaz oldu. Diğer okulların müfredatını cihatçı bir içerikle dolduruyor, tarikat ve cemaatlerle yaptığı protokollerle onları okullarımızın içine soktukları yetmezmiş gibi, yetersiz okul ve yurt sorunundan dolayı çocuklarımızı onların okul ve yurtlarına mahkûm ettiriyor ve onların kucağına doğru itiyor. Bu konuda da en son atılımları; önce İzmir ve Eskişehir’in pilot bölge seçilerek çalışmaların başlanacağı bildirilmesine rağmen, Türkiye’nin çeşitli illerinden çalışmaların başlandığına dair haberlerini aldığımız; uygulanması için kentimizde de son hazırlıkları yapılan ÇEDES isimli proje. Milli Eğitim Bakanlığı Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet arasında yapılan bu işbirliği protokolünün çalışma esaslarına göre, iktidar daha önceden gerici tarikat-cemaatlere bırakıp yaptırdığı işleri, artık tüm ülke çapındaki bir devlet organizasyonuyla doğrudan kendisi yapacak, milyonlarca insandan oluşan, kendine biat etmiş devasa tarikatını yaratmaya çalışacak.
Yaklaşık 21 yıldır ülkemizde önceki iktidarlardan daha farklı, kendi dünya görüşüne göre bir ülke yaratmak isteyen, kendi arzularına uygun bir toplum inşa etmeye çalışan bir iktidar var. Bu amaçlarına ulaşmak için pek çok yol-yöntem deniyor, çağdaş, uygar yaşam tarzlarına müdahale etmeye çalışıyor, kadınlara 2. sınıf insan muamelesi yapıyor, tüm toplumsal yaşamı baskı altına alarak biçimlendirmeye çalışıyorlar. Ama kabul edelim ki bu konudaki en büyük hedefleri, en çok baskı ve tahakküm altına aldıkları, çocuklarımız ve gençlerimiz oluyor.
Çünkü biliyoruz ki, onların istedikleri insan modeli aslında gösterilmeye çalışıldığı gibi toplumumuzda çok değil ve her kendi sistemini dayatmaya çalışan ceberut iktidarlar gibi kendi makbul vatandaşlarını üretmeye gayret ediyor, biatı temel düstur edinmiş, eleştirmeyen, sorgulamayan, düşünmeyen, dindar ve kindar bir nesil yaratmaya çalışıyorlar.
Bu yüzden de eğitimi, bu amaçlarına ulaşmak için en etkili ve işlevsel bir alan olarak görmektedirler. Bilimi temel alması gereken okullarımızı dinselleştiriyor; neredeyse her mahalleye bir imam hatip okulu açıyor. Öyle ki çocuklarımız, imam hatip okulları dışında gidecek okul bulamaz oldu. Diğer okulların müfredatını cihatçı bir içerikle dolduruyor, tarikat ve cemaatlerle yaptığı protokollerle onları okullarımızın içine soktukları yetmezmiş gibi, yetersiz okul ve yurt sorunundan dolayı çocuklarımızı onların okul ve yurtlarına mahkûm ettiriyor ve onların kucağına doğru itiyor. Bu konuda da en son atılımları; önce İzmir ve Eskişehir’in pilot bölge seçilerek çalışmaların başlanacağı bildirilmesine rağmen, Türkiye’nin çeşitli illerinden çalışmaların başlandığına dair haberlerini aldığımız; uygulanması için kentimizde de son hazırlıkları yapılan ÇEDES isimli proje. Milli Eğitim Bakanlığı Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet arasında yapılan bu işbirliği protokolünün çalışma esaslarına göre, iktidar daha önceden gerici tarikat-cemaatlere bırakıp yaptırdığı işleri, artık tüm ülke çapındaki bir devlet organizasyonuyla doğrudan kendisi yapacak, milyonlarca insandan oluşan, kendine biat etmiş devasa tarikatını yaratmaya çalışacak.
Yaklaşık 21 yıldır ülkemizde önceki iktidarlardan daha farklı, kendi dünya görüşüne göre bir ülke yaratmak isteyen, kendi arzularına uygun bir toplum inşa etmeye çalışan bir iktidar var. Bu amaçlarına ulaşmak için pek çok yol-yöntem deniyor, çağdaş, uygar yaşam tarzlarına müdahale etmeye çalışıyor, kadınlara 2. sınıf insan muamelesi yapıyor, tüm toplumsal yaşamı baskı altına alarak biçimlendirmeye çalışıyorlar. Ama kabul edelim ki bu konudaki en büyük hedefleri, en çok baskı ve tahakküm altına aldıkları, çocuklarımız ve gençlerimiz oluyor.
Çünkü biliyoruz ki, onların istedikleri insan modeli aslında gösterilmeye çalışıldığı gibi toplumumuzda çok değil ve her kendi sistemini dayatmaya çalışan ceberut iktidarlar gibi kendi makbul vatandaşlarını üretmeye gayret ediyor, biatı temel düstur edinmiş, eleştirmeyen, sorgulamayan, düşünmeyen, dindar ve kindar bir nesil yaratmaya çalışıyorlar.
Bu yüzden de eğitimi, bu amaçlarına ulaşmak için en etkili ve işlevsel bir alan olarak görmektedirler. Bilimi temel alması gereken okullarımızı dinselleştiriyor; neredeyse her mahalleye bir imam hatip okulu açıyor. Öyle ki çocuklarımız, imam hatip okulları dışında gidecek okul bulamaz oldu. Diğer okulların müfredatını cihatçı bir içerikle dolduruyor, tarikat ve cemaatlerle yaptığı protokollerle onları okullarımızın içine soktukları yetmezmiş gibi, yetersiz okul ve yurt sorunundan dolayı çocuklarımızı onların okul ve yurtlarına mahkûm ettiriyor ve onların kucağına doğru itiyor. Bu konuda da en son atılımları; önce İzmir ve Eskişehir’in pilot bölge seçilerek çalışmaların başlanacağı bildirilmesine rağmen, Türkiye’nin çeşitli illerinden çalışmaların başlandığına dair haberlerini aldığımız; uygulanması için kentimizde de son hazırlıkları yapılan ÇEDES isimli proje. Milli Eğitim Bakanlığı Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet arasında yapılan bu işbirliği protokolünün çalışma esaslarına göre, iktidar daha önceden gerici tarikat-cemaatlere bırakıp yaptırdığı işleri, artık tüm ülke çapındaki bir devlet organizasyonuyla doğrudan kendisi yapacak, milyonlarca insandan oluşan, kendine biat etmiş devasa tarikatını yaratmaya çalışacak.
Amacımız gerici bir kuşatma yaratarak, okullarımızı medreseye çevirecek olan ÇEDES’in uygulanmasının önüne geçmek, halkımızı bu sinsi proje hakkında bilinçlendirmek, toplumsal muhalefetin en geniş kesimlerini harekete geçirerek ona karşı olan itirazı örgütlemek ve çocuklarımızın özgür yarınlarını, aydınlık geleceklerini kazanmaktır.
Cumhuriyet devrimimizin bize miras bıraktığı, aydınlanmacı, ilerici, çağdaş-uygar değerlerin etrafında, laikliği insanlığın en kıymetli birikimlerimden kabul eden, cinsiyet eşitliğini toplumsal yaşamın vazgeçilmezi olarak gören ve ÇEDES’e karşı kentimizde en geniş cepheyi oluşturarak, birleşik ve onurlu bir mücadele verecek olan bizler, buradan tüm kamuoyuna haykırıyoruz:
BURSA’DA ÇEDES’E İZİN VERMEYECEĞİZ…
BURSA ÇEDES’E KARŞI GÜÇBİRLİĞİ
29 EKİM KADINLAR DERNEĞİ
2017 TÜM EMEKLİLERİN SENDİKASI
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
BİRLEŞİK KAMU-İŞ BURSA İL BAŞKANLIĞI
BURSA ALEVİ DERNEKLERİ PLATFORMU
BURSA BAROSU
BURSA KESK ŞUBELER PLATFORMU
BURSA TABİP ODASI
BURSA YAZIN VE SANAT DERNEĞİ
ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ
ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ
CUMHURİYET HALK PARTİSİ BURSA İL BAŞKANLIĞI
DERSİMLİLER DERNEĞİ
EĞİTİM-İŞ SENDİKASI
CUMHURİYET HALK PARTİSİ BURSA İL BAŞKANLIĞI
DERSİMLİLER DERNEĞİ
EĞİTİM-İŞ SENDİKASI
EĞİTİM-SEN
EMEK PARTİSİ
HALKLARIN EŞİTLİK VE DEMOKRASİ PARTİSİ
HALKEVLERİ
HÜRRİYETÇİ EĞİTİM-SEN
NİLÜFER EMEKLİ ÖĞRETMENLER DERNEĞİ
NİLÜFER KENT KONSEYİ
ÖVDER
ÖZEL SEKTÖR ÖĞRETMENLERİ SENDİKASI
SOL PARTİ
TMMOB BURSA İL KOORDİNASYON KURULU
TÖB-SEN
TÜM EMEKLİ SEN 2021
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ
TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ
VELİ-DER
YENİ KUŞAK KÖY ENSTİTÜLÜLER DERNEĞİ 
EHA - Yılmaz Efe - Bursa