Güçlü bağışıklık sistemi… Koronavirüsten korunmak için herkesin dilinde… Peki bağışıklık sistemi nedir ve nasıl güçlenir? İşte Covid-19’a karşı bağışıklık sisteminizi güçlendirmeniz gereken 7 kural…

Dünyada salgın haline gelen yeni tip koronavirüsten korunmada alınabilecek önlemler arasında bağışıklığı güçlü tutmak önemli bir yer tutar. Çünkü bağışıklık sistemi zayıfladığında koronavirüsün saldırması kolaylaşır ve vücudunuz Covid-19 hastalığına yenik düşer. Bağışıklık sisteminin güçlü olduğu durumlarda diğer enfeksiyonlar gibi Covid-19 da ayakta atlatılabilir. Bağışıklık sistemi; antikorlar, hormonlar, vitaminler gibi maddeler, beyaz kan hücreleri, dalak, timus ve kemik iliği gibi organlar ve lenfatik sistemiyle birlikte bir uyum içinde işler. Bu uyumun sağlanması için de gündelik hayatta dikkat etmemiz gereken bazı kurallar vardır. İşte bu kurallar…

1. Tabakta denge kurun

Yeterli ve dengeli beslenmek Covid-19’a karşı korunmada en önemli kuraldır. Bu nedenle bağışıklık sistemini koruyan A, C, D ve E vitaminlerinin yanı sıra selenyum, potasyum, çinko ile demir gibi vitamin ve minerallerinden zengin besinleri yeterli ve dengeli tüketin. Ana öğünlerinizin yarısını meyve ve sebzelerle karşılayın. Çorbalarınızda ve ana yemeklerinizde sebze yiyin. Tabağınızın yarısı sebzeden, yarısı proteinden zengin gıdalardan (kırmızı et, tavuk, balık, fasulye, mercimek, yumurta, bulgur) oluşmalı. Meyvelerin suyunu/konsantresini değil; posalı ve lifli olarak bütününü yiyin.

2. Egzersizi haftada bir değil, düzenli yapın

Haftada en az 150 dakika düzenli olarak egzersiz yapmaya çalışın. Ancak haftada bir yapılan düzensiz yoğun egzersizler vücut için stres kaynağı olur ve yarardan çok zarar getirir. Bu tür egzersizler; glukokortikoidler ve katekolaminler denilen kaygı hormonlarının üretimine ve sempatik sinir sisteminin fazla mesai yapmasına neden olur. Bunlar sonucunda dolaşım ile doku arasında iltihap hücrelerinin dağılımı değişir ve beyaz kan hücrelerinin işlevi bozulur.  Evde bağışıklık sisteminizin güçlenmesi için ağırlıklar kaldırabilir, egzersiz bantları-direnç lastikleri ile çalışabilirsiniz. Ayrıca sadece vücut ağırlığınızı kullanarak da yapabileceğiniz pek çok egzersiz mevcut. Bu egzersizler hem kan dolaşımını hızlandırır, hem kaygınızı azaltıp mutluluğunuzu artırır, hem de sizi kilo almaktan korur.

3. Sadece sigara değil, benzerlerini de bırakın

Sigara başta olmak üzere; tüm tütün ürünlerinin kalp damar hastalıkları ve kanserlerin sıklığını artırdığına şüphe yok. Tütün ürünleri hem doğal bağışıklığı, hem de edinilmiş bağışıklığı bozar. Vücudumuzu enfeksiyonlardan koruyan mukoza yapısı ve bu mukoza altındaki hücreler doğal savunmamızdır ve tütün kullananlarda bunların işlevi kesin olarak bozulur. Geçirilmiş enfeksiyonlara verdiğimiz yanıtları hatırlayan ve aşılarla oluşan antikorları üreten hafıza hücreleri de sigara içenlerde hem sayı olarak daha azdır, hem de işlevleri bozuktur. Ayrıca yoğun alkol tüketimi de açıklanamayan mekanizmalarla enfeksiyon sıklığını artırır. Bu nedenle alkol tüketimini kısıtlamanız da güçlü bir bağışıklık sistemi için çok önemli.

4. Yeterli ve iyi uyuyor musunuz?

Gece-gündüz, uyku-uyanıklık ritminin korunması da bağışıklığı güçlendirir. Bağışıklık sistemini baskılayan hormonların üretimi gece azalır. Günde 7-8 saatlik uykusunu düzenli alan kişilerde bu hormonların kan düzeyleri düşer, enfeksiyonlarla mücadelede işe yarayan maddelerin üretimi ise artar.

5. Ağızdaki virüsleri su yıkamaz!

Son haftalarda, 20 dakikada bir bardak su içilmesi ve bu sayede ağız içindeki virüslerin sindirim sistemine gönderilmesine yönelik bilgiler kulaktan kulağa yayılıyor. Ancak damlacık enfeksiyonları nefesle birlikte alınır: Az bir miktarı ağız ve burunda kalsa da, mikro partiküller saniyeler içinde akciğerlere ulaşır. Bu yüzden ağız yoluyla alınan suyun virüsleri yıkayacağı gerçekle ilişkisi olmayan bir yaklaşımdır. Bol su içmek çok önemli. Çünkü yeterli su içmek vücudun toksinlerden arınmasında ve metabolizmanın canlanmasında anahtar rol üstlenir. Dolayısıyla hastalıklardan korunmak için her gün en az 2 litre su için.

6. Fazla kilo enfeksiyona davetiye çıkarır

Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre, dünyada her 4 kişiden biri obezite sorunu yaşıyorken,  bu oran Türkiye’de 3 kişiden bire yükseliyor. Obezite ve stres, metabolizma hızını bozup kandaki şeker ve kolesterol değerlerini yukarı çekerek, dolaşım sisteminde hasara sebep olduğu için birçok kronik hastalığa yol açabilir. Bunların yanı sıra erişkin enfeksiyonları gibi akut (gelip geçici) problemler de obezite sorunu olan kişilerde ağır seyreder. Çünkü bu kişilerde lenf dokusu dağılımı ile beyaz kan hücrelerinin olgunlaşma evreleri bozulur, yağ dokusu ve buralarda salınan hormonların miktarı arttıkça bağışıklık sisteminin işlevleri aksar. Hem doğal bağışıklık mekanizmaları, hem de geçirilen enfeksiyonlar ve olunan aşılarla kazanılan öğrenilmiş bağışıklık, obezite sorunu yaşayan kişilerde yetersiz çalışır.

7. Hayvan sahiplenebilirsiniz

Vücudumuz baskı altındayken organların işlevlerini düzgün sürdürebilmeleri, kalbin ve damarların buna uyum göstermeleriyle mümkündür ve bunlar bir takım hormonlarla sağlanır. Kısa dönemde hayat kurtaran bu hormonlar, aşırı stres altında veya kaygı taşıyan insanlarda devamlı ve çok yüksek miktarda üretildiğinde tam aksine enfeksiyonla savaşan hücrelerin üretiminde, olgunlaşmalarında ve ihtiyaç duyulan dokulara gönderilmesinde sorun oluşturur. Stres ve kaygıdan mümkün olduğunca arınmak için ev içinde yapabileceğiniz en iyi şey; evcil hayvan sahiplenmek olabilir. Evcil hayvan besleyenlerin fiziksel sağlıklarının yanında sosyal ve duygusal sağlığının da beslemeyenlerden daha yüksek olduğunu kanıtlayan birçok çalışma mevcut. Ayrıca dostlarınızı ve ailenizi düzenli arayarak, internette arkadaşlarınızla görüntülü sohbet ederek sosyal ağınızı genişletmek de sağlıklı bir ruh hali için önemli.

Vitamin takviyeleri tehlikeli olabilir!

Koronavirüs pandemisinin ardından pek çok kişi bağışıklık sistemini güçlendirmek için kolay yolu tercih edip vitamin veya besin takviyeleri almaya başladı. Ancak vitamin veya besin takviyeleri ‘kontrol bende’ hissi verebilir, bu da koronavirüsten korunmak için gerekli önlemleri ihmal etme riski yaratabilir. Ayrıca kullanmaya karar verdiğiniz ürün, varsa sürekli kullandığınız ilaçlarınızla olumsuz bir etkileşim yapabilir. Örneğin; alınan vitamin veya bitkisel bir takviye; hayati ilaçların etkisini gösteremeden vücuttan hızla atılmalarına neden olabilir. Veya tam tersine böbrek ile karaciğeri meşgul edip, ilaçların bu organlar tarafından uzaklaştırılmasını geciktirerek, yoğun ve istenmeyen düzeyde etki göstermelerine yol açabilir. Dolayısıyla takviye ürünlere karar vermeden önce mutlaka doktorunuza danışın. Ayrıca vitamin ve mineraller bağışıklık sistemimizin düzgün çalışması için gerekli olsalar da, bunları fazla almanın bağışıklık sisteminin gücünü artıracağına dair hiçbir kanıt yok. Üstelik gereğinden fazla çalışan bir bağışıklık sistemi, alerjiler veya vücudun kendine zarar verdiği otoimmun hastalıklara da neden olabilir.

EHA