Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş 10 Muharrem matem günü dolayısı ile yayınladığı mesajda, “"10 Muharrem, İmam Hüseyin'in (as) Kerbela toprağında şehit edildiği gündür. İslam âleminin matem günüdür. Bugün Müslümanlara düşen vazife, İmam Hüseyin'in (as) matemini tutmaktır."dedi.
“İslam tarihinin en acı gününü yaşıyoruz”diyen BTP Lideri Hüseyin Baş bu matem gününde duygularını şu şekilde sıraladı,

 Bugün Müslümanlara düşen vazife, İmam Hüseyin'in (as) matemini tutmaktır."
10 Muharrem 680 tarihinde Kerbela'da İslam tarihinin en acı günü cereyan etmiştir. Merhum Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle "10 Muharrem, İmam Hüseyin'in (as) Kerbela toprağında şehit edildiği gündür. İslam âleminin matem günüdür. Bugün Müslümanlara düşen vazife, İmam Hüseyin'in (as) matemini tutmaktır."
Kerbela günü, Peygamber Efendimizin mazlumların sığınağı torunu, cennet kadınlarının anası Hz. Fatıma ile müminlerin emiri Ali'yyül Murteza'nın evladı İmam Hüseyin; Yezid'e ve onun temsil ettiği yönetim zihniyetine karşı şanlı bir mücadele başlatmıştır. İmam Hüseyin, Yezid'in halife olduğu ilk andan itibaren ona biati reddederek zaten kıyamı başlatmıştı. 
Bu mücadele asırlar boyunca; 
batıla karşı Hak'kı üstün tutmanın, 
sapkınlığa karşı istikametin,  
zulme karşı adaletin, 
soysuzluğa karşı asaletin,
bozgunculuğa karşı düzenin,
cehalete karşı hikmetin,
nefrete karşı merhamet ve muhabbetin,
ayrımcılığa karşı birlik ve beraberliğin,
korkaklığa karşı cesaretin destanlaşan sembolü olmuştur.
İmam Hüseyin, bu yüce değerler uğruna şahadet şerbetini içmiştir.
Hüseyni duruş, tarihte sık sık tezahür eden, çağımızda da etkisini sürdüren Yezidi anlayışın panzehiridir. Bu noktada şunu da belirtmeden geçemeyeceğiz ki, günümüzde Müslümanların bir bölümü Kerbela'da İmam Hüseyin'in yanında yer aldığını diliyle ifade ederken, gönül dünyasında ve günlük yaşantısında Yezid'in yolunu izlemektedir. Bu, acilen düzeltilmesi gereken çarpık bir yol tutuştur. 
Öte yandan Hüseyni duruşta sayının önemi yoktur. Nitekim İmam Hüseyin, 72 kişilik kafilesiyle 30 bin kişilik bir orduya kafa tutmuştur. Bu dengesizlik küfrün iman karşısındaki korkusudur. Bu tablo bugün de yeryüzünde yaşayan tüm Müslümanların örnek alması gereken bir hakikattir.
Bizler bugün Kerbela'nın acısını kalbimizin derinliklerinde hissediyoruz. Bu elim hadise aradan 1340 yıl geçmesine rağmen yüreklerimizi yakmaktadır. Bu çerçevede Suriye'de ve Yemen'de yaklaşık 9 yıldır yeni Kerbela'ların yaşanması, da ha da acısı İslam ülkelerinin bu Kerbela'lara yakıt taşıması bizleri derinden sarsmaktadır, derinden ziyadesiyle sarsması gerekmektedir. Suriye ve Yemen'de cereyan edenler, aslında 1340 yıl önceki Kerbela trajedisinden hiç de ders alınmadığını ortaya koymaktadır. 
İmam Hüseyin'i şahadetinin 1340. yılında anarken, Allah'tan rahmet ve ümmetine de şefaatini diliyoruz. İlaveten bu matem günümüzde mukaddesat uğrunda, hak-hakikat yolunda canını feda eden bütün şehitleri rahmet ve hürmetle yad ediyoruz" EHA