Türkiye'de taşımalı eğitime ilk kez 1989-1990 eğitim yılında pilot bölge seçilen Kırıkkale ve Kocaeli'nde başlanıldı hatırlatan Sendika Başkanı Hallaç “ Temel amaç, nüfusu az ve dağınık yerleşim birimlerinde bulunan ve birleştirilmiş sınıf uygulaması yapan ilköğretim okullarındaki öğrencilerin merkezi yerlerdeki okullara günübirlik taşınarak eğitim almalarını sağlamaktı. Taşımalı eğitim yaygınlaştıkça köylerdeki okullar birer birer kapatıldı. Özellikle kırsal kesimlerdeki köy ve mezaralarda yaşayan çocuklar, evlerinden kilometrelerce uzaktaki okullarda eğitim görüyorlar.

 Tüm ülke genelinde 15 bin 550 okul kapatıldı. Öğrenci mevcudu 40'ın altında kalan 27 bin 998 okuldan 635 bin 721 öğrenci büyük yerleşim merkezlerindeki okullara taşınmaya başladı. 2018 yılında taşımalı eğitim kapsamına alınan öğrenci sayısı 1 miyon 338 bin 672'ye ulaştı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın taşımalı eğitim için yaptığı harcamaların da 2013 yılında 962 milyon liradan 2018 yılında 2 milyar 514 milyon liraya ulaştığı ve bu rakamların her yeni eğitim öğretim yılında katlanarak artığı ve büyük bir rantın ortaya çıktığı aşikar.

Kapatılan köy okulları beraberinde büyük bir norm kadro fazlası öğretmenin de ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Kovid-19 salgını ile birlikte Meb seyrekleştirilmiş sınıf modeli ile okulları açmaya çalışmaktadır. Bu büyük bir derslik sorununu da beraberinde getirecektir. Derslik ihtiyacının büyük bir bölümü kapatılan köy okullarının açılması ile giderilebilir.

 MEB gerçekçi bir yaklaşım göstermek istiyorsa kapatılan köy okulları envanterine bakmalıdır. Devlet köy okulları ile köylüsünün nezdinde varlığını hissettirirken bu bağlar okulların kapatılması ile zayıflamış ve hatta kaybolma tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır” şeklinde konuştu.

 EHA